20 Ağustos 2014 Çarşamba

Kış uykusu

Kış uykusunun bize ilk dokunan sahnesi bir cam kırılma sahnesi. ilk o dakika heyecanlanıyoruz ve içimize bir sıkıntı oturuyor, filmin sonuna dek gitmemek üzere. Durup durup yokluyor bizi camı kıran İlyas'ın kızgın bakışları. Babasına özenerek mi yoksa gerçekten öfke ve nefreti yaşadığı için mi böyle bakıyor bilmiyoruz ama o kapkara siyah zeytin gözler ensemizde duruyor, arada bir de kadrajdan gözümüzün içine bakıyor.

Sonra uzunca bir sure otelin içinde oturuyoruz. Otel Aydın'ın baba mirası. En çok vakit geçirdiğimiz oda, oyuncu Aydın'ın çalışma odası. Dekoru harika, çıtır çıtır sobası yanan, ama soğuk sahnelere şahit olan bir oda. Bu odada farklı sahnelerde Aydın beyi kız kardeşi Necla ile, eşi demeye dilimizin varmayacağı derecede uzak olduğu Nihal ile, dostu Suavi beyle ve cam mevzusuna dair Hamdi hoca ile diyaloglarına şahit oluyoruz.

Aslında film bize söyleyeceğini diyaloglar yoluyla soyluyor. karakterler arası gerilimi ve sebeplerini, geçmişi öğrenmemiz dışında iç seslerini de duyuyoruz sanki. bu manada ancak kitap okurken alabildiğimiz bazı tatları alıyoruz, karakterleri derinlemesine anlamak gibi, hayata dair felsefi düşüncelere dalmak gibi.. diyalogların gerçekçiliği oyuncuların ustalığı ile bezeniyor ve mükemmel tatta bir seyire ulaşıyoruz.

Bunların ötesinde filmin fonunda dış mekanlarda Kapadokya'yı, iç mekanlarda da kullanılan nesneleri hayranlıkla izledim. sandalyelerin, divanların uzerindeki örtüler, bardaklar, tabaklar, duvarlardaki tas objeler.. ve her birinin uzerine sıcak sari ışığını sunan dantel ve kumaş avizeler, masa lambaları, minderler..

Filme dair beğendiğim, üzerine düşünmek için not ettiğim bazı bölümler şöyle;



Aydin beyin köy yerlerinin estetikten yoksunluğu konusundaki köşe yazısı. 
"3 tane zeytini güzel bir tabağa koyup yemek var, elini torbaya daldırıp yemek var"

Aydın ile Nihalin geçmişteki kozları üzerinden bugünü tartıştıkları sahnede Aydın'ın Nihal'in değer verdiği tek şey olarak elinde kalan hayır toplama evraklarını alması, bunu da alayım, şunu da alayım derken masada ve aslında Nihalin özel hayatında dokunmadığı hiçbir şey bırakmaması..
Bu sahneden bir alıntı: "cehenneme giden yollar iyi niyet taşlari ile bezenmiştir"
Aydin beyin hamdi hoca figurunu cok fazla yadırgaması, yargılaması, onun hakkında bir köşe yazısı (hatta 2) yazması. din adamlarının toplum için örnek olabilecek kalitede adamlar olması gerektiği üzerine. Buna eşinden de kız kardeşinden de tepkiler alması :

Eşi: "senin kokuyor diye elestirdiğin o ayaklar senden özür dilemek için evlerinden buraya 10 km yürümüş" 

Necla : "küçük şeylerle ugraşıp bir yere varamazsın, oradan birşey çıkmaz artık. Büyük sorunlara eğilirken küçükleri de ufak bir ek çabayla düzelir zaten. Bulmuşsun bir Hamdi bey.."

Suavi bey, Aydın ve ögretmen Levent'in sarhoş olduklari sahnede;

Suavinin yıllar icinde yaşdıklarının (evlilik, çocuk sahibi olmak) sonunda yine bu evde yalnız kalmakla sonuçlanması uzerine ; 

"madem değistiremeyeceğimiz şeyler var biraz daha esnek olmak lazım,insanlari yadırgamamak lazım"

Ögretmenin sarhoş muhabbeti ve bunun üzerine Aydın'ın gerilmesi..

Nihalin filmin çözülüşüne yakın Hamdi hocanın evine gittiği sahneden;

(hamdi hocanın annesinin Nihali görünce "niye gelmiş, tv yi getirmis mi" demesi gibi hoş mizahi sahneler de vardı)


Nihalin Aydın'ın okullara yardım kampanyası için bıraktığı parayı Hamdi hocaya vermesi;

Bu sırada İsmail'in gelmesi;

Nihal ve İsmail yalnız kaldıklarında İsmail'in parayı sayması, sayarken 

"bu babasının polislerce dövülmesi yüzünden gururu kırılan küçük İlyas için, bu şunun için bu bunun için diye sayıp sonra da kalanı için de bu da Aydın beyin hanımı Nihal hanımın vicdani için.. para tamam Nihal hanım ama bişeyi unutmuşsunuz, pis bir sarhoşun bu iyiliği anlamayacak olmasını"

demesi ve parayı ateşe atması..

Aydının köy nakış dikis binasina dair yardim isteğine dair Nihalin neden destek vermedigini sonradan anliyoruz;

Nihal aslinda bu iyiligin arkasinda kendi egosunu tatmin etmek oldugunu dusunuyor.

Nihal: 

"genci yasliyi inanani inanmayani elestirirsin, herkesten nefret ediyor gibisin. kendine fayda saglamayacak bir iyilik yap. o kadar kibirlisin ki"

Neclanin kotuluge karsi koymamak dusuncesi.. bu dusunce uzerine aydinla tartismalari..bu dusuncenin aslinda neclanin kocasina karsi hislerine dayandigini anliyoruz daha sonra..

Necla ayrica Nihal ve Aydini yapmacik buluyor, kendilerini tatmin etmek icin kucuk islerle mesgul olduklarini dusunuyor.

Hamdi hoca İsmailin oglu İlyas'ı zorla Aydin beyin elini opmeye goturmesi, Aydin beyin elini uzatarak bekledigi anda bayilmasi;

Aydinin Suavilerde ictigi gecenin sabahi ava cikmasi ve eve bir tavsan vurarak getirmesi, (istanbula gitmekten vazgecmesi, gidememesi)

Diğer notlarım da şöyle ;

Senaryo NBC ve karısının ortak çalışması
Anton cehov öykülerinden esinlenilmiş
Alıntılar; Çehov, dostoyevski, sekspir ve voltaire'den

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder