Romanın "özgür yayınları"ndan basılmış versiyonuydu elime aldığım. Başlar başlamaz insanı zorlamaya başlayan bir edisyon. Romanda nerdeyse 3 kelimenin biri çoğumuzca pek bilinmeyen arapça, farsça kelimeler. Şimdi bunları güncel türkçe kelimelere çevirseler romanın tadı kaçacak, olmaz. Sözlük yapsalar, o da olmaz. Sürekli sözlüğe bakmak okuma zevkini kaçıracak. Şöyle bir yöntem bulmuşlar :
Yabancı kelime [türkçe anlamı]
Aslında gayet mantıklı ve belki de en iyi yöntem seçilmiş ama ben 80 sayfa kadar okuyabildim. Benim çok kötü bir huyum var. Kitapta 3-4 cümleyi anlayamamışsam okumaya devam edemiyorum.
Aşk-ı Memnu romanında da aşağıdaki cümleyi okuyup "neyyy??" dediğim ve ardından ancak 2-3 kere okuduktan sonra anladığım an okumaktan vazgeçtiğim an oldu. Ama muhakkak yeniden denemeli. Çok içimde kalıyor yarım bıraktığım filmler, kitaplar. Bu yarım bırakma huyumu da hiç sevmiyorum !
Sy.88
"O gün hasta, şüphesiz iki senedir görülen mürebbiye çehrelerinin ihsas edemedikleri [sezdiremedikleri] itimadı ihtiyar kızın elli senelik safvet [saflık] hayatıyla ferih [neşeli] ve asude [rahat] simasından duyarak hazin bir tebessümle ve kocasının vesayetiyle [aracılığıyla] "Ümit ederim ki Nihal sizi çok sıkmayacak" demiş idi; "Biraz şımarıkça büyüdü, fakat tabiatında bir mazlumluk var ki, şımarıklığın fazlasını affetirebiliyor"..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder